Demokratik kitle örgütleri artan tehditler karşısında laik ve bilimsel eğitimi savunmak için tekrar bir ortaya geldi. Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu (LABEP) çatısı altında toplanan 22 kurum tarafından yapılan ortak açıklamada, “Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ortasında imzalanan, hukuka ve eğitim bilimlerine muhalif ‘Çevreme Hassasım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi İşbirliği Protokolü’ kapsamında, İzmir ve Eskişehir vilayetlerinde il ulusal eğitim müdürlükleri ve müftülüklerince yürütülen, 842 ilkokul, ortaokul ve liseye ‘manevi danışmanlık’ hizmeti ismi altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kuran kursu öğreticisi görevlendirilmesi ve karma eğitimin amaç alınması bunun tüm ülkeye yayılmak istenmesi bir ortaya gelmemizi ve örgütlü olarak reaksiyon göstermemizi zarurî kılmaktadır” denildi.

Devlet kurumları ortasında imzalanan bu protokolun, laiklik unsurunun açık bir ihlali olduğu belirtilen açıklama şöyle:

“Anayasaya ve 1739 Sayılı Ulusal Eğitim Temel Kanunu’na alışılmamıştır. Ayrıyeten biz biliyoruz ki ÇEDES denemesi, eğitimde dinselleşme adımlarının birincisi olmadığı üzere sonuncusu da olmayacaktır. Bu nedenle, Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu (LABEP) çatısı altında savunuculuk misyonumuzu yaygınlaştıracak, reaksiyonumuzu kitleselleştireceğiz.

Biz, laik ve demokratik Cumhuriyetin kazanımlarını savunan ve koruyan demokratik kitle örgütleri olarak, yetkimizi anayasanın değiştirilmesi teklif bile edilemez kararlarından; gücümüzü 100 yıllık Cumhuriyetimizin kazanım ve birikimlerinden alıyoruz. Ulusal Kurtuluş Savaşı ile kurduğumuz Cumhuriyetimizde, ihtilallerle elde ettiğimiz hak ve kazanımlardan asla vazgeçmeyeceğiz.”

BİLİMSELLİKTEN UZAKLAŞILIYOR

Çağdaş Ömrü Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Lideri Prof. Dr. Ayşe Yüksel, “Ne yazık ki ülkemizde eğitimin her kademesinde laiklikten, bilimsellikten uzaklaşılıyor. Laik ve bilimsel eğitime inanan bu mevzuda istekli emek veren demokratik kitle örgütleri bir ortaya geldik. LABEP bileşenleri olarak sıhhatimiz elverdikçe laik ve bilimsel eğitimi savunacağız” dedi.

İstanbul Bayan Kuruluşları Birliği (İKKB) Koordinatörü Nazan Moroğlu, eğitimin, bir çocuğun en temel kozmik hakkı olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“Devlet bu vazifesini, Ulusal Eğitim Bakanlığı aracılığıyla anayasaya, Ulusal Eğitim Temel Kanunu’na ve ilgili mevzuata uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdür.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın çeşitli kurum ve kuruluşlarla protokoller imzalaması; ders saatlerinde öğrencilerin okul içinde yahut dışında bu kurum, kuruluş tarafından müfredat dışı uygulamaya yönlendirilmesi, Ulusal Eğitim Temel Kanunu’ndaki vazife tarifine karşıttır ve ilgili mevzuatın müsaade vermediği bir yetki zamanı kullanılması manasına gelir. Bu nedenle, Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın, Diyanet İşleri Başkanlığı ile de işbirliği yapmak üzere imzaladığı protokolde “Çevreme Hassasım ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesinin “Yükümlülükler” başlıklı 8. unsurunun C bendi 7. fıkrasında yer verilen biçimde uygulamaya konulması; başta anayasanın 2’nci, 24’üncü ve 42’nci unsurlarına ve 1739 sayılı Ulusal Eğitim Temel Kanunu’na alışılmamıştır.”

LABEP HER VİLAYETTE OLACAK

Yürütme şurasını ÇYDD, Eğitim İş sendikası, İKKB, İstanbul Barosu ve Türk Üniversitesi Bayanlar Derneği’nin oluşturduğu Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu’nun her vilayette kurulması planlanıyor. Birinci olarak Eskişehir ve İzmir’de kurulan LABEP’in birinci aksiyonu, 25 Ağustos’ta Eskişehir’de “ÇEDES’e hayır” ismi altında yapılacak.

ÖNCELİK ÇOCUK HAKLARI

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin bu bahiste yaptığı açıklamada da çocuğun nitelikli eğitim hakkının; iştirak, söz, görüş bildirme haklarının bir bütün olarak sözü olduğuna dikkat çekilerek “Dolayısıyla ÇEDES uygulama yol ve asıllarında yer verilen iştirakte sadece veli müsaade dokümanı koşulu, çocuğun haklarını faal kullanımının proje kapsamında düzenleme alanı bulmadığını göstermektedir.

Milli eğitim ve öğretim faaliyetlerinin, öğretmenler dışında bahsi geçen kuralları taşısalar dahi ayrıca kişi ve görevlilerce yerine getirilmesi, ilgili proje kapsamındaki uygulamaların çocuk nezdinde eşitlik unsurlarına terslik teşkil etmesi ve milletlerarası çocuk haklarının politik görünüme büründürülmesinin sebep olabileceği hak ihlallerinin takipçisi olacağımızı bildiririz” denildi.