Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları kısmından Prof. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, anafilaksi riski yüksek olan arı alerjilerine karşı uyardı.
Nacaroğlu, “Alerjik tepkiler, bağışıklık sisteminin olağanda zararsız olan hususlara (alerjenlere) karşı çok reaksiyon vermesi sonucunda ortaya çıkan reaksiyonlar olarak söz edilebilir. Bu alerjenler ortasında polen, mesken tozu akarları, hayvan tüyleri, besinler, ilaçlar alerjen olarak karşımıza çıkabileceği üzere içinde bulunduğumuz yaz periyotlarında artan arı alerjileri ve böcek ısırıklarını da unutmamak gerekir. Alerjik tepkiler içerisinde en ciddisi, en tehlikelisi ve potansiyel olarak hayatı tehdit eden durum anafilaksi yani alerjik şok tablosudur. Çeşitli faktörlere bağlı meydana gelebilen anafilaksi görülme sıklığında, artan alerjik hastalık sıklığına paralel olarak son 10 yılda 7 kattan daha fazla artış olduğu yapılan çalışmalarda gösterilmiştir” diye konuştu.
“ARILARIN DİKKATİNİ ÇEKEN RENKLERDEN KAÇININ”
Vücudun süratli bir halde bir alerjene çok reaksiyon göstermesi sonucu anafilaksinin ortaya çıktığını belirten Nacaroğlu, şöyle devam etti:
“Anafilakside, bağışıklık sistemimiz bir grup unsurlar salgılar. Bunun sonucu olarak da kan basıncı düşer, teneffüs zahmeti, boğaz şişmesi, dudak yahut yüzde şişlik, mide bulantısı ve kusma üzere belirtiler ortaya çıkar. Bu yüzden anafilaksi acil bir tıbbi durumdur ve çabucak tedavi edilmelidir. Şayet tedavi edilmezse, alerjik şok ismi verilen hayati tehlikeli bir durum gerçekleşir ve mevtle sonuçlanabilir. Anafilaksiye karşı tedbir almak için alerjenlere maruziyeti önlemek, alerjik tepkileri tetikleyebilecek yiyecekleri yahut ilaçları tüketmemek ve arı böcek sokmalarından korunmak üzere genel tedbirleri almak hayati ehemmiyet arz eder. Arı alerjisi üzere anafilaksi riski taşıyan bireylerin kesinlikle anafilaksi acil hareket planına sahip olmaları ve adrenalin iğnesi (adrenalin oto enjektörleri) kullanım bilgisine sahip olmaları gerekir. Ayrıyeten arı alerjisi olan hastalar ilkbahar ve yaz aylarında arıların dikkatini çekebilecek renkli kıyafetler giymemeli, elinde açık besinlerle gezmemeli (kola, meyve, şeker gibi), parfüm kullanmamalıdır.”
“HAYATİ EHEMMİYETE SAHİP OLDUĞU UNUTULMAMALIDIR”
Nacaroğlu, adrenalin oto enjektörlerinin anafilaksi üzere önemli alerjik tepkilere yönelik acil müdahalede kullanılan hayati kıymete sahip araçlar olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:
“Tüm açık alanlarda ve tesislerde, bilhassa alerjen maruziyetinin yüksek olduğu yerlerde adrenalin oto enjektörleri bulunmalıdır. Örneğin, tatil bölgelerindeki otellerde, teknelerde, restoranlarda yeniden alışveriş merkezlerinde, stadyum üzere spor salonlarında ve konser yerlerinde acil durumlara karşı hazırlıklı olmak için adrenalin oto enjektörlerinin bulundurulması hayati kıymete sahip olduğu unutulmamalıdır. Adrenalin enjektörleri, anafilaksi sırasında süratli ve tesirli bir biçimde adrenalin dozunu vermek için tasarlanmış aygıtlardır. Bu aygıtlar içerdikleri adrenalin dozunu evvelce ayarlanmış bir halde sunmaktadır. Bu kişinin hakikat dozu sağlamasını kolaylaştırır ve yanlış dozdan kaynaklanan sıkıntıları azaltır. Ek olarak gerçek doz ile anafilaksi semptomlarını süratle denetim altına alınması ve hayati organların etkilenmesini önlenmiş olur.
“ACİL DURUM ARACI HALİNE GELİR”
Çoğu hazır enjektör, otomatik olarak iğneyi deriye sokar ve adrenalin dozunu enjekte eder. Ayrıyeten çoklukla küçük ve taşınabilir boyutlarda olan bu enjektörler, bireylerin her vakit yanlarında taşıyabilecekleri bir acil durum aracı haline gelir. Bu nedenle anafilaksi riski taşıyan bireylerin enjektörü hakikat biçimde kullanmayı öğrenmeleri ve her vakit yanlarında taşımaları değerlidir. Ayrıyeten enjektörün son kullanma tarihine sistemli olarak dikkat edilmesi ve gerektiğinde yenilenmesi de kıymetli olduğu unutulmamalıdır. Bütün bu özelliklerinden dolay adrenalin oto enjektörleri, tedavide acil müdahale sağlaması, adrenalin dozunun hakikat formda verilmesi, kolay ve taşınabilir olması nedeniyle arı alerjisi üzere yüksek anafilaksi riskine sahip bireyler için büyük kıymet taşıdığını unutmamak gerekir.”