Koleksiyon bağışının birinci kısmından seçili yapıtlarla hazırlanan stant, 2 Eylül’de açıldı. Küratörlüğünü Ali Kayaalp’ın, koleksiyon sanat danışmanlığını Ebru Nalan Sülün’ün üstlendiği stant, 31 Ekim’e kadar gezilebilecek. Çoğunlukla akademi mezunu sanatkarların yer aldığı koleksiyonda, yüklü olarak 1930’lar sonrasını kapsayan natürmortlar, figüratif ve soyut eserler ile heykel, seramik, desenler ve cam yapıtlardan oluşuyor.

‘YAŞAMAK BİR AĞAÇ ÜZERE TEK VE HÜR…’

1 Eylül’de yapılan stant açılışına, Lale ve Cengiz Akıncı çifti ile birlikte Mimar Sinan Hoş Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi, İRHM Müdürü Hasan Karakaya ve pek çok sanatseverler katıldı. Açılışta konuşan koleksiyoner Lale Akıncı, koleksiyondaki her yapıtın hak ettiği saygıyı taşıdığını lakin bir bütün içerisinde değerlendirildiğinde her birine farklı bir mananın yüklenebileceğini söyleyerek “Yani ‘Yaşamak bir ağaç üzere tek ve hür ve bir orman üzere kardeşçesine’ kelamı burada tam da yerini buluyor” formunda konuştu. Lale Akıncı’nın akabinde konuşan Cengiz Akıncı da “Ulu başkan Atatürk’ün Türk milletine armağanı olan ve idaresi MSGÜ’ye bırakılan İRHM, bizim açımızdan çok öteki bir mana kazanmaktadır. Bu nedenden dolayı bu yapıtlar, gerçek manada layık oldukları çatının, müzenin gözetici kanatları altında güvencededir” dedi.

‘BELKİ BİR BAĞIŞÇI MİKROFON BAĞIŞLAR’

Açılışın en dikkat çeken detayı, kürsüde konuşmacıların sesini duyurabilecek bir mikrofonun bulunmamasıydı. Rektör Elçi konuşmasının sonunda bu bahse açıklık getirerek, İRHM’nin büyük sermayeler olmadan, olanaksızlıklar içerisinde bugünlere geldiğini belirtti ve şöyle devam etti: “Daha evvel burada bir mikrofon ve iki farklı kolon (ses sistemi) vardı. Müze müdürümüz Hasan Karakaya’ya, ‘Yakışıyor mu bu sanat yapıtlarına bu ses sistemi?’ dedim. O da ‘Hocam bütçem yok, bu kadarı’ dedi. Ben de ‘Kaldırın o vakit. Bağırarak konuşalım da görsünler, tahminen bir hayırsever çıkar, ‘Ben buranın ses sistemini yapıyorum’ der’ dedim.”

1.5 YÜZYILLIK KOLEKSİYON

Serginin küratörü Ali Kayaalp, çok güçlü bir koleksiyonun okula bağışlanmasından ötürü şanslı olduklarını belirterek “Cengiz Bey’in resme olan ilgisi merhum annesi Naile Akıncı’nın akademi mezunu, uygun ve kıymetli bir ressam olmasıyla ve dayanağıyla başlıyor. Kendisi de yıllar içinde taş üstüne taş koyarak bu zevki geliştirmiş hasebiyle ortaya bu türlü güçlü bir koleksiyon çıkmış.

1882 tarihli, Halil Paşa imzalı desen ile başlayan koleksiyonun 1.5 asırlık geniş bir skalası var” formunda konuştu.