Yönetmen tanınan Amerikan dizisi The Equalizer’dan (1985-89) uyarladığı birinci Adalet’te (2014) Amerikan hükümeti için çalışan saklı casus Robert McCall rolünü Washington’a verdi. Birinci kısmı Mark Twain’in “Doğduğumuz ve neden doğduğumuzu anladığımız gün hayatımızın en kıymetli günleridir” kelamlarıyla başlayan Fuqua, Robert’in ajanlığı bıraktıktan sonra maksadını bulmasını, sömürülen, ezilen insanlara yardım etmesini anlatır. Adalet 2’de (2018) çok sayıda adam öldüren Robert geçmişiyle hesaplaşır, Türkiye’ye İstanbul’a gelir, Türkçe bile konuşur. Eski casus arkadaşları vatanlarına ihanet etmiş, Rus oligarklarla işbirliği yapıp en yakın dostu casus Susan’ı katletmişlerdir. “Muhteşem bir dünyada yaptığınız her şeyin bir bedeli olur lakin burası harika bir dünya değil. Beşerler çok makûs şeyler yapıyorlar, şanslıysan bunu düzeltme imkanın var” diyen Robert günahlarının bir kısmından arındığını düşünür.

SESSİZ ŞİDDET

Adalet 3’te antikahramanımız etik bir ikilemin içindedir, aksiyonlarının şiddetiyle, vahşetiyle boğuşmaktadır. İtalya’daki Amalfi kasabasında geçmişte işlediği cinayetleri, ezilenleri, pakları koruyarak kurtuluşu bulduğunu, kefaretini ödediğini düşünür, burada huzuru bulduğunu sanır. Dünyanın her yerinde olduğu üzere İtalyan toplumu da değişmiştir. Kasaba mafyadan daha tehlikeli bir kabahat örgütü Camorra’nın kıskacındadır. Mafyanın barbarlar olarak tanımladığı bu çete eski dünyanın insanı değillerdir, farklı kuralları vardır, ne yapacakları kestirilemez. Sineması çağdaş bir western’e de benzetebiliriz, kasabaya gelen silahşör çaresiz kasabalıları haydutlardan, soygunculardan korur. Fuqua, İtalya’nın bu yozlaşmış yüzünü gerçekçi, ürkütücü bir anlatımla yansıtır. Sessiz şiddeti kullanır, sesli şiddetten daha etkileyici olan sessiz şiddet çok daha gerçekçidir, süratlidir, gözünüzün önünde olduğu üzere gerçekleşir. Günümüzde şiddet giderek daha ferdî bir boyuta bürünerek gündelik yaşantımızını içine giriverdi. Cep telefonlarımızdan her türlü şiddeti izliyor oluverdik. Sinemanın sürpriziyse Denzel Washington ile Dakota Fanning’in Man on Fire (Gazap Ateşi/2004) sinemasından 19 yıl sonra yine buluşması. Tony Scott’ın aksiyon-geriliminde Dakota 10, Denzel 50 yaşındaydı. Fuqua her zamanki üzere aksiyonu, tansiyonu, şiddeti, gerçekliği, yoğunluğu, temposu yüksek bir çalışmayla karşımızda. Sicilya görüntüleri, çocuksu masumiyet ile Camorra’nın sertliği ortasında terslik yaratır. Martin Scorsese ile Quentin Tarantino’nun kameramanı Robert Richardson’ın imajları, Marcelo Zervas’ın müziği etkileyicidir. Adalet 3’ün serinin son kısmı olduğu açıklandı fakat devletler, yargı, güvenlik güçleri öylesine yozlaşmaya, toplumsal sınıflar ortasındaki uçurumlar öylesine açılmaya başladı ki sömürülenlerin, ezilenlerin, pakların haklarını korumak için adalet sağlayıcılara daha fazla ihtiyacımız olacak üzere görünüyor. Denzel Washington, Dakota Fanning, Remo Girone, Gaia Scodallero, Eugenio Mastrade’nin oynadığı düzgünlük, kötülük, kurtuluş, adalet, kefareti sorgulayan Adalet 3 gösterime girdi.