Merkez Bankası’nın Haziran 2023’ten bu yana siyaset faizini 21.5 puan artırarak yüzde 30’a çıkarması, genel iktisada ve geniş halk kısımlarına tesiri açısından kıymetli bir tartışma konusu haline dönüştü.

(Hayri Kozanoğlu)

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’na nazaran nasıl ani tansiyon düşüşü yahut yükselişi insan bünyesini tahrip ederse tıpkı kurallar ekonomiler için de geçerli. Kozanoğlu bu kapsamda şu vurguyu yaptı: “Eylül 2021’den Mayıs 2023’e kadar mesnetsiz faiz indirimlerinin bedelini yüksek enflasyonla ödedik. Artık de korkarım ki keskin faiz artışlarının tahribatını enflasyonla sakinliği birlikte yaşayarak deneyimleyeceğiz. Tek değişmeyen, faturanın geniş halk bölümlerine çıkması.”

(Orhan Ökmen)

Sesmir Lideri Orhan Ökmen de enflasyonu öne çıkararak şunları tabir etti: “Mevcut para siyasetinin sıkılaştırma stratejisi esasen 2023 enflasyonunu kapsamadığı güzelce ortaya çıktı. Münasebetiyle bu yılki gerçek fiyat kayıpları telafi edilmeyecek, enflasyon gayesi de aşılacak. Ayrıyeten TL’nin pahası belirli bir istikrara kavuşmadan, fiyatlardaki artış kısıtlanmadan, ek vergilerin salınımı durdurulmadan 2024’ün yüzde 33’lük enflasyon gayesi de risk altında.”

(Mustafa Sönmez)

‘TAM BİR AŞURE’

Mustafa Sönmez ise siyaset faizinin öteki faizlere tesirine atıf yaptı: “Politika faiz artışında 5 puanı az bulduk, bununla enflasyonla uğraş olmaz dedik fakat kredi kartı, muhtaçlık kredisi bağımlılığına kapılmış milyonlar için bu faiz kâbus. Kartın yıllık faizi yüzde 65’i, kredinin yüzde 85’i buluyor. Bunu yönetemeyen çıra üzere yanar!”

(Erinç Yeldan)

Bunların yanında Prof. Dr. Erinç Yeldan’ın şu yorumu çarpıcı: “TC Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 65’e dayanmış. ‘Biricik’ hedefi fiyat istikrarını korumak olan politika(sının) faizi yüzde 30. Fakat ‘sıkı maliye politikası’ ile desteklenecek… Tam bir aşure. Yazılan münasebetleri ciddiye alan var mı?”