Galatasaray, Trendyol Harika Lig’in ikinci hafta maçında Trabzonspor’u 2-0 mağlup etti.

Spor müellifleri, sarı – kırmızılı grubun performansını yorumladı.

“OYUNUN İKİ TARAFINI DA OLAĞANÜSTÜ BÖLÜŞÜYORLAR”

“Dün Seyrantepe’deki maçın daha 10’uncu dakikası dolmadan Okan Buruk’un planını net bir biçimde gözlemleyebiliyorduk alanda: Sete yerleştiler. Baskın bir iç saha oyunu sahnelediler. Fakat temel sır, tamamlayamadıkları hücumlardaydı. Bir atağı bitiremediklerinde, top Trabzon’a geçtiğinde o bölgede çabucak kalabalıklaştılar. Baskıyla ya topu geri kazandılar, ya da başaramıyorlarsa küçük faullerle karşı atağı kestiler. Bunun sonucu olarak zati Icardi’nin birinci golü geldi. Ayrıyeten birinci devrenin sonunda Galatasaray’ın 12, Trabzon’un 2 faul yapmış olma nedeni de buydu: Karşı pres stratejisi.

Trabzonspor 5-0-5 üzere oynuyor. Kourbelis ve ardı bir grup. Ön taraf başka bir ekip üzere. Bordo-mavililerin öncelikli destek muhtaçlığı bence iki istikametli orta saha. G.Saray’daysa aslında bu merkez üçlüsü, geçen dönemi şampiyon bitiren orta saha. Kollektif düşünüyorlar, oyunun iki tarafını da kusursuz bölüşüyorlar. Karşılarında 5-0-5 oynayan hangi ekibi bulsalar merkezi ele geçirir, o maçı bir formda kazanırlar.” (Uğur Meleke – Hürriyet)

“KEREM’İN SÜRATLİ KARARI GOL KADAR DEĞERLİ”

“Galatasaray-Trabzonspor müsabakasında maç önü takımlara baktığımızda önümüze değişik bir tablo çıkıyordu. Alandaki 22 oyuncudan yalnızca üçü (Angelino, Benkovic ve Kourbelis) geçen dönem kadroların formasını giymemişti. Ana değişiklik, grubuna geçen döneme nazaran daha hâkim olan bir Bjelica üzere gözüküyordu. Hırvat teknik adam, muhakkak ki bu sistemde ısrarcı olacak. Kourbelis’i merkezde tek bırakıp, Bakasetas’ı oyun kurulumunda onun yanına getirerek vakit zaman ortayı ikileyecek. Trabzon’un dün yediği gol de tam bu noktadan geldi aslında. Yunan oyuncunun gereksiz yere topla fazla oynaması ve top kaybı, Galatasaray’ın en âlâ bildiği pas teması Kerem-İcardi’yle birleşince, Karadeniz temsilcisi birkaç saniye içerisinde topu ağlarında gördü.

Kerem Aktürkoğlu’nun paragrafı başka. Eski bir Amerikan First Lady’si Eleanor Roosevelt şöyle der: “Ben, bugünkü beni, dün verdiğim kararlara borçluyum.”Aktürkoğlu, kendini yenilemekten ve çabalamaktan hiç vazgeçmeyen bir karakter. Evvelden topu alır, birkaç saniye sonra başını kaldırırdı. Artık evvel başını kaldırıp, sonra topa dokunuyor. İcardi’nin golündeki süratli kararı gol kadar bedelli.” (Engin Kehale – Hürriyet)

“BÜYÜK MAÇLARIN GOLCÜSÜ”

“Galatasaray kendi alanında hangi grupla oynarsa oynasın, 12. adamın dayanılmaz takviyesiyle maça 1-0 önde başlıyor. Sahiden futbolcular kadar, taraftarlar da çok kıymetli. Trabzonspor çok çaba eden taş üzere bir ekip. İki grup da fazla gol durumuna girmemesine karşın kıran kırana çaba ettiler. Vakit zaman da olsa müsabaka içinde sertlik de ön plana çıktı.

Hakem Atilla Karaoğlan da maçı güzel denetim edemeyince kasti tekmeler, omuzlar, ayağa basmalar havada uçuştu. Bundan da nasibini alan Torreira oldu. Sakatlamaya dönük ayağına basılıyor, hakemin gözünün önünde oluyor lakin maalesef hakem cezayı kesemiyor. Bu cins hakemler futbolcuları da geriyor, haksız yere kart görmelerine neden oluyor. Her neyse, bunlar federasyonun işi. Yalnız Karaoğlan üzere yeteneği kısıtlı hakemlere büyük maçları vermemeleri gerekir.

Icardi üzere bir santrforun varsa maça yüzde 51 ile başlıyorsun. Maç uzunluğu net durum olarak bakıyorum; Kerem Aktürkoğlu, Bakasetas’tan kaptığı topla Icardi’ye pas veriyor, Arjantinli futbolcu da güç konumda olmasına karşın, usta bir vuruşla gol perdesini açıyor. Bu türlü bir golcün varsa onu topla daha çok buluşturmalısın.” (Osman Şenher – Milliyet)