Olay, geçtiğimiz Salı günü saat 19.30 sıralarında Beyoğlu’ndaki Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye nazaran akşam saatlerinde epilepsi atağı geçiren Çiğdem Aydemir (37), arkadaşı Çağla Karataş (32) ile birlikte acil servise geldi.
DOKTOR, BAYANIN GÖZÜNE YUMRUK ATTI
Aydemir ve Karataş burada kayıt süreçlerini yaptıktan sonra muayene ve tedavi için sarı alana yönlendirildi. Buraya gelen bayanlar nöbetçi hekim Şamil K., teze nazaran Çiğdem Aydemir’e öteki bir hasta olmamasına karşın “biraz işlerim var” dedi. Bunun üzerine arkadaşı Çağla Karataş doktora, Aydemir’in ayakta duramadığını söyledi. O esnada ayağa kalkıp yanına gelen tabip Şamil K. ile Aydemir ortasında tartışma çıktı.
Tartışmada durumunu anlatan bayana tabip Şamil K., “Size bakmıyorum” diye karşılık verdi. O esnada görüntülediğini fark eden hekim Şamil K., Çağla Karataş’a yumrukla saldırdı. Tartışma ve taarruz anı ise kameralara anbean yansıdı.
KADINLARI KELEPÇELEYİP ODAYA KAPATTILAR
Olayın akabinde hastane dışına çıkmak isteyen Karataş, güvenlik vazifelileri tarafından kovalanınca arbede yaşandı. Arbede esnasında orantısız güç kullanan vazifeliler, genç bayanı karşıt kelepçe yaptıktan sonra polis noktasındaki odaya kilitledi.
Epilepsi atağı geçiren Çiğdem Aydemir de hastanenin dışına çıkartılarak önden kelepçelendi. O esnada onlarca güvenlik misyonlu ve saldırgan tabip Şamil K. teze nazaran bayanlara küfür ve hakaret etti. Ortalığın karıştığı olaya müdahale etmek isteyen yurttaşlara da güvenlik vazifelilerinin müsaade vermediği sav edildi.
BİRBİRLERİNDEN ŞİKAYETÇİ OLDULAR
Olayın akabinde beyaz kod ihbarı verilmesi üzerine olay yerine polis takımı sevk edildi. Kısa müddette gelen takımlar, birbirlerinden şikayetçi olan hekim ve iki bayan gözaltına alındı. Hastanede darp raporu alınan taraflar akabinde emniyete götürüldü. Burada tabirleri alınan iki bayana “tehdit ve hakaret” cürmünden, doktora ise “kasten yaralama” hatasından isimli süreç yapıldı. Emniyette süreçleri tamamlanan taraflar savcılık talimatıyla özgür bırakıldı.
DARBEDİLEN BAYANLARDAN BİRİNCİ AÇIKLAMA
Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşanan olayın detaylarını Çiğdem Aydemir ve Çağla Karataş birinci sefer anlattı.
Epilepsi hastası Çiğdem Aydemir, sarı alanda beklemeye başladıklarını, kendilerinden öbür hasta olmamasına karşın hekimin onunla ilgilenmediğini, neden ilgilenmediğini sorduklarında ise hekimin, “Önümde raporlar varken size bakamam” dediğini sav etti. Çağla Karataş ise, içeride yaşanan tartışmanın hastanenin dışında devam ettiğini ve o sırada tabip tarafından hakarete uğrayıp darp edildiğini öne sürdü.
“ÖNÜMDE RAPORLARIM VAR, RAPOR YAZIYORUM. ŞU ANDA SİZİNLE İLGİLENEMEM”
Epilepsi hastası olduğunu ve bu sebeple acil servise gittiklerini söyleyen Çiğdem Aydemir, “Rahatsızlığım aslında bir haftadır çok uzun bir halde uzun ve şiddetli ataklarla devam ediyordu. O gün nöbet geçirdim. Nöbet bittikten sonra küçük küçük ataklar devam etti. Arkadaşım da yani bu bu türlü olmayacak, bir hastaneye gidelim, en azından bir müdahale etsinler dedi. Zira benim ikili görmelerim, bulanık görmelerim birebir halde devam ediyordu. Daha sonrasında hastaneye başvurduk. Aslında başta her şey olağandı. EKG çekildi, daha sonrasında tansiyon ölçüldü, bizi sarı alana aldılar.
Epilepsi hastalarında esasen sarı alana alırlar. Orada rastgele bir halde hasta yoktu. Masada bir tabip, iki tane de yardımcısı vardı. Biz sonra beklemeye başladık. Yaklaşık 5-10 dakika daha bekledik. Doktora sorduk hani ne vakit bakacaksınız diye. Tabip başını üst kaldırdı. Sonra tekrar önüne döndü. Biz tekrar sorduk. Ne vakit ilgilenecek sanki diye. Tabip bu sefer, “Önümde raporlarım var, rapor yazıyorum. Şu anda sizinle ilgilenemem” dedi. Raporlarının daha kıymetli olduğunu söyledi. Raporlarınızın benim sıhhatimden kıymetli olmadığını düşünüyorum dedim. Hekim ayağa kalktı. Aslında ayağa kalktığında arkadaşım da ayaktaydı. Bir tane de güvenlik vazifelisi vardı. “Ben size bakmıyorum” dedi.
Arkadaşım da “Nasıl bakmazsınız, nasıl ilgilenmiyorsunuz? Benim arkadaşım rahatsız, nöbet geçirdi. Atakları devam ediyor” dedi. O “Hayır, size bakmıyorum. Siz gidin. Defolun gidin” dedi. Defol dedi resmen bize. Bunu söyleyince telefonumu çıkardım. Beni teyit edebilir misiniz, bana bakmadığını ve beni tedavi etmediğinizi dedim. O da, “Evet bakmıyorum” dedi. Benim görüntüye aldığımı düşünmüyordu doğal ki. Görüntüye aldığımı gördüğünde de tokat attı. Ben başımı geri çektim. Geri çekmemle birlikte esasen telefon düştü. Bir sürü güvenlik vazifelileri doluştu. Ben sedyeden kaldırıldım, kollarımdan tutuldum. Arkadaşım diyor ki, “Arkadaşıma ne yapıyorsunuz? Kız hasta bırakın” dedi.
Çantamı almaya çalışıyorlar, yani herkes bu görüntünün peşine düştü. Bütün hastane çalışanları, güvenlik vazifelileri benim üzerimdeler ve bana saldırıyorlar. O da beni kurtarmaya çalışıyor. Daha sonra kapıyı kilitlediler. Kapıyı kilitleyince biz orada kaldık. Çabucak orada bir masa vardı. Masanın orada da boş alan vardı, ben oradan çıktım. Benim çıktığımı gördükleri için kapıyı açtılar. Arkadaşım da o denli çıkabilmiş. Zira o da kilitli orada” dedi.
“TERÖR HATASI İŞLEMİŞİZ ÜZERE, KATİLMİŞİZ ÜZERE ZIT KELEPÇE TAKTILAR”
Hastanenin güvenlik güçlerince kendisine ve arkadaşına zıt kelepçe takıldığını söyleyen Aydemir, “Hastanenin dışına çıktık. Ben aslında gitmek istedim. Gerimi döndüm baktım. Arkadaşımı gördüm. Arkadaşım geldi. Oraya hastane görevlilerinden ve güvenliklerden diğer, tabip da gelmiş. Tabibi hiçbir biçimde güvenlikler bizden uzaklaştırmıyorlar. Yalnızca bize müdahale ediyorlar. Güya biz cürüm işlemişiz, terör cürmü işlemişiz, biz katilmişiz üzere.
Biz oraya tedavi olmaya gittik, ben hastayım, o hasta yakını. Daha sonrasında hekim, arkadaşımın üzerine yürüdü ancak beni en az 10 kişi tutuyor herhalde. Ben kurtulmaya çalışıyorum, evet o can havliyle ittiriyorum. Zira evet alın beni tutun diyemem Bana karşıt kelepçeyi taktılar. Eğdiler beni aşağıya gerçek. Güvenlik vazifelileri bana zıt kelepçe taktı. Daha sonra oraya hastane polisi geldi. Hastane polisi bunu hiçbir halde durdurmadı, o da bunu onayladı” diye konuştu.
“DOKTOR ÇOK AĞIR KÜFÜR ETTİ VE YUMRUK ATTI”
Hastane tabibi tarafından darp edildiğini öne süren Çağla Karataş, “Bir rahatsızlığımız üzerine gitmemiz gereken yer hastane olduğu için hastaneye gidiyoruz. Hastanede, hastane hekimi tarafından darbedildik. Net bir biçimde darbedildik. Güvenlik vazifelileri tarafından bize sıkıntı kullanıldı. Dışarı çıktık ve hekimin yanına giderek sen bize ne yaptın dedim. Bana küfür etti, “Sen beni görüntüye aldın” dedi.
Videoya alan kişinin ben olduğumu düşünüyordu. Burada şu anda maalesef ki söylem edemeyeceğim formda çok ağır bir küfür etti ve bu küfür esnasında kendimi korumak hedefiyle elimi kaldırdım. Elimi kaldırdıktan sonraki etapta da aslında bana yumruk attı. Hekim yumruk attıktan sonra güvenlik vazifelileri nasıl olduğumu sormadı. Arkadaşım da esasen aksi kelepçeliydi. Bana da kelepçe takarak isimli kısma gerçek, yani hastanenin isimli kısmına geçtik. Yaşamış olduğumuz şey bir kabus üzere. Yani ne yapmış olabilirim de bir hekim tarafından şu morluklar, bu yumruğu hak etmiş olabilirim, bir bayan olarak? Çok merak ediyorum. Yeri geldiğinde bütün beşerler üzere canımızı emanet etmiş olduğumuz kuruma gidiyoruz, hekimlere sonsuz hürmetimiz var sıhhat çalışanlarına da, ancak hastaneye gidip tedavi görmek varken hem hasta hem de hasta yakını olarak darbedildik. Dışarıdaki imgelerin hepsi şu anda savcılığa gidecek. Sonra birinci etapta zati mahkememiz görülecek. Muhakkak bunun sonunu bırakmayacağız” sözlerini kullandı.
MAĞDUR BAYAN, DARP ANINI KAYDA ALAN YURTTAŞLARA SESLENDİ
Olayın yaşandığı esnada etraftaki birçok kişinin cep telefonu kameralarıyla çekim yaptığını söyleyen Çiğdem Aydemir vatandaşlara, “Bunu yaşayan kızınız, akrabanız, arkadaşınız rastgele bir sevdiğiniz olabilirdi. Bizi orada çok fazla hastane dışında çeken vardı. Yumruklama olayı ve kelepçeleme ve darp edilme, hırpalanma olayı olduğu sırada tahminen çeken 50-60 kişi vardır. Lütfen, rica ediyorum. Bizi çeken varsa sizinle paylaşsın. Siz paylaşırsanız bizim sesimiz olursunuz” halinde davette bulundu.
MEMİŞOĞLU’NDAN OLAYA AİT AÇIKLAMA
İstanbul Vilayet Sıhhat Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde geçtiğimiz salı günü saat 19.30 sıralarında acil servise gelen bir hasta ile yakını ve tabip ortasında yaşandığı argüman edilen şiddet olayına ait konuştu.
İstanbul Vilayet Sıhhat Müdürü Prof. Dr. Memişoğlu, şiddetin her türlüsünün karşısında olduklarını söz ederek olayı araştıracaklarını tabir etti. Sıhhat çalışanı, hasta ya da toplumsal manada rastgele bir şiddet olayına karşı kayıtsız kalınamayacağına vurgu yapan Prof. Dr. Memişoğlu, bireylerin birbirine karşı empati hissini taşıması gerekliliğine vurgu yaptı.
“İNCELEME BAŞLATIYORUZ, HİÇBİR ŞİDDET OLAYINI KABULLENEMEYİZ”
Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşanan olayda hekimin epilepsi hastasına ‘işim var’ demesi sonrası tartışma çıktığı, hasta yakınının durumu cep telefonuyla görüntülemesi üzerine şiddet olayının yaşandığı tez edilmişti.
Konuya ait konuşan İstanbul Vilayet Sıhhat Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Doktor ve hasta ortasında çok mahrem ve özel bir alan var, bunu ayırmamamız lazım zira Türkiye sıhhat çalışanları manasında sahiden çok şanslı ve özverili bir toplum. Bunu covid salgınında dünyaya gösterdik, sıhhat çalışanının topluma, toplumun sıhhat çalışanına hürmetini kaybettirmemiz lazım zira çok hassas bir alan. Tabi üzücü olaylar, bizler şiddetin ne hasta ne çalışan ne toplumsal manada hiçbir türlüsünün olmasını kabullenemeyiz. O nedenle biz bununla ilgili inceleme başlatıyoruz lakin çok net söylüyorum; hekim hastası için var. Biz sağlıkçılar hastalar, hastayı uygun yapmak, tedavi etmek için çabalıyoruz. O nedenle bu çeşit olayların olmasını dilek etmiyoruz. Hem hekim hem hasta birebir taraftayız. Araştıracağız, sonucunda da kamuoyunu bilgilendiririz” dedi.