Üniversitelerarası Heyet Başkanlığı’nın 13 Ağustos 2022 tarihli yazısıyla doçentlik müracaat koşullarına ait değişiklik teklifleri Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından uygun bulunarak değiştirilmesi tartışmaları sürüyor. Değişikliklerle “liyakatsizliğin daha da artacağını” söz eden eğitimciler kararı mahkemeye taşıdı.

Eğitim-İş İzmir 4 No’lu Yükseköğretim Şube Lideri Haluk Dağdevir, düzenlemelerin akademide yaşanan adaletsizliklere son vermekten çok uzak olduğunu belirterek “Yeni düzenleme yeni adaletsizliklere, bağımlılık alakalarına ve emek sömürüsüne kapı aralamaktadır” dedi.

KİTAP YAYIMLAMAK REKTÖRÜN MÜSAADESİNE BAĞLANDI

Kitap editörlüğü rektörlerin müsaadesine bağlandığına ve profesör unvanlı üyelerin yalnızca editör olabileceğine dikkat çeken Haluk Dağdevir, “Kısacası, doçentlik adayları kitap editörlüğü yapamayacakları üzere, özel izine bağlanmış bir derleme kitapta kitap kısmı yayınlamaları da bir nevi hayal olmuştur. Kitap ve kitap kısmı için “WoS Book Citation Index”in (BKCI) referansı alınmış ve yüksek puanlar verilmiş. Ama Türkiye BKCI tarafından taranan neredeyse hiçbir yayınevi bulunmamaktadır. Akademisyenler için Türkçe yayın yapmayı anlamsızlaştırmıştır ve yapılacak yayınlar da rektörlerin özel müsaadesine bağlandığı için yalnızca rektörlerin ve onların müsaade verdiği profesörlerin istediği akademisyenler puanlamaya dâhil olacak yayınlar yapabileceklerdir” diye konuştu.

(Haluk Dağdevir)

“AKADEMİ YİNE DÜZENLEMEK İSTENİYOR”

Bu kurallarla mevcut idaresi eleştiren profesörlerin “yalnızlaştırılıp marjinalleştirilmek” istendiğini tabir eden Dağdevir, şunları kaydetti:

“Zira bu durumda rektörlerin onayladığı imtiyazlı profesörler ve dışlanan, horlanan profesörler olacaktır. Bu da doçentlik müracaat kaidelerinde yapılacak değişiklilerin bir bütün olarak akademiyi yine düzenlemeyi amaçladığını göstermektedir. Bu durum akademide çok uzun vakitten beri tenkit konusu olan liyakatsizliği had safhaya taşıyacaktır.

Bu nedenle doçentlik müracaat kaidelerini yine düzenlemeyi amaçlayan değişiklikler, liyakatsizliği olağanlaştıran, akademik özerkliği, bilimsel araştırma ve niyet özgürlüğünü resmi olarak direkt yok etmeyi amaçlayan bir evrak niteliğindedir. Bu nedenle YÖK’ün kelam konusu kararını ilkesel olarak ve ilgili belgeyi bir bütün olarak ret ediyoruz.”